Son yıllarda şehirlerde misyonerlik faaliyetleri artmaya başladı. Çevrenizdeki ev kiliselerinden haberdar mısınız? Çocuklarınız misyonerlerin kıskacında inanç gel-gitleri yaşıyorlar; peki siz bunları fark ediyor musunuz?
Olan bitenden habersiz "kara şemsiyeli şehir ahalisi" derin bir kozmopolit uykuya dalmış, Müslümanlıktan Hristiyanlığa geçmiş yerli (Türki) papazdan bile habersiz çelik-çomak oynamaya devam ediyor.
Televizyon ekranlarının müdavimi, ağzı yayvan, üç beş adam hiç durmadan gençlerin deizme ve peşinden de ateizme yöneldiğinden bahsediyorlar.
Ağzındaki pipoyu keyifle tüttüren meyhane filozofu, "yorgun demokrat" Recai: "Canım ne var bunda, herkesin inanç özgürlüğü var. İster inanır ister inanmaz." diyerek bir kaşını kaldırıp bir kaşını indiriyor.
Beri tarafta ham-softa ve kuru yobaz günah sarmalını dinin üzerine dolamaya devam ediyor.
Asgari ücretli Ali Rıza: "Bana ne bunlardan kardeşim! Zaten ay sonunu getiremiyorum." diyerek hayıflanıyor.
Cumbalı odalarda fesleğen ve ikindisefalarını sulayan Fatma teyze romatizmalarının derdine düşmüş. Şaban amca ise yakında askerden gelecek oğlunu nasıl evlendireceğinin sıkıntısını yaşıyor.
Etrafındaki hengameyi anlamaya çalışan genç ise bu inanç karmaşasında neyi rol-model alacağını şaşırmış...
Karanlık gece, kara mermerde, derin soluklu papaz tütsülerinden habersiz "kara şemsiyeli şehir ahalisi" yorgun baygın derin bir uykuya dalmış.
İyi uykular Türkiye...
